|
Kategorie |
Türkisch |
Englisch |
|
General |
|
1 |
General |
aktarma (bir yerden başka bir yere) |
transit n.
|
|
The transit passengers turned left for their gates.
Aktarma yolcuları, kapılarına gitmek üzere sola döndüler.
More Sentences
|
2 |
General |
başka yere göç etmek |
resettle v.
|
|
The refugee families were given assistance to resettle.
Mülteci ailelere, başka bir yere göç etmeleri konusunda yardım sağlandı.
More Sentences
|
3 |
General |
başka bir yere |
another place adv.
|
|
I, too, have had some experience with that in another place.
Benim de başka bir yerde bu konuda bazı deneyimlerim oldu.
More Sentences
|
4 |
General |
başka bir yere |
anywhere else adv.
|
|
Do you want to go anywhere else?
Başka bir yere gitmek ister misin?
More Sentences
|
Law |
|
5 |
Law |
başka yere yerleşme |
relocation n.
|
|
Relocation to a new city wasn't possible for them at that time.
Başka bir şehre yerleşmek şu anda onlar için mümkün değildi.
More Sentences
|
General |
|
6 |
General |
tayin etme (bir yerden başka bir yere) |
transfer n.
|
|
7 |
General |
başka bir yere yerleştirilen kimse/şey |
transplant n.
|
|
8 |
General |
bir yerden başka bir yere geçen |
transfer n.
|
|
9 |
General |
bir yerden başka bir yere taşıma veya götürme |
transfer n.
|
|
10 |
General |
bir yerden başka bir yere geçirme |
transfer n.
|
|
11 |
General |
bir yerden başka bir yere giden |
transmigrator n.
|
|
12 |
General |
tedavi amacıyla ağır yaralı hastaların başka bir yere tahliye edilmesi |
medevac n.
|
|
13 |
General |
tedavi amacıyla ağır yaralı hastaların başka bir yere tahliye edilmesi |
medical evacuation n.
|
|
14 |
General |
başka yere dikme (bitki) |
transplantation n.
|
|
15 |
General |
başka bir yere hareket etmeyi beklerken insanlar kısa süreyle otursun veya dinlensinler diye tasarlanmış yer |
lounge n.
|
|
16 |
General |
başka yere kanalize etme |
rechanneling n.
|
|
17 |
General |
çamurun başka bir yere taşınması için kullanılan büyük deniz aracı |
mud boat n.
|
|
18 |
General |
jetle popüler bir yerden başka bir popüler yere seyahat etme |
jet-setting n.
|
|
19 |
General |
iş bulmak için başka yere taşınan kimse |
migrant n.
|
|
|
20 |
General |
bir yerden benzer başka yere giden kimse |
hopper n.
|
|
21 |
General |
bir yerden başka yere hareket edebilme |
locomobility n.
|
|
22 |
General |
bir yerden çıkararak başka bir yere dikmek (bitkiyi) |
transplant v.
|
|
23 |
General |
başka bir yere göndermek |
send away v.
|
|
24 |
General |
götürmek (bir yerden başka bir yere) |
transport v.
|
|
25 |
General |
bir yerden çıkarılıp başka bir yere dikilmeye elverişli olmak (bitki) |
transplant v.
|
|
26 |
General |
geçmek (başka yere) |
adjourn v.
|
|
27 |
General |
birşeyi başka bir yere temelli götürmek |
transplant v.
|
|
28 |
General |
geçirmek (bir yerden başka bir yere) |
shift v.
|
|
29 |
General |
mallar bir yerden başka bir yere taşınmakta olmak |
be in transit v.
|
|
30 |
General |
başka yere yerleşmek |
transmigrate v.
|
|
31 |
General |
başka yere dikmek |
transplant v.
|
|
32 |
General |
başka yere taşınmak üzere pılıyı pırtıyı toplayıp gitmek |
pull up stakes v.
|
|
33 |
General |
insanlar bir yerden başka bir yere geçmekte olmak |
be in transit v.
|
|
34 |
General |
başka yere götürmek |
remove v.
|
|
35 |
General |
götürmek (birini/bir şeyi başka bir yere) |
take away v.
|
|
36 |
General |
bir yerden alıp başka yere koymak |
shuffle v.
|
|
37 |
General |
aktarmak (bir başka yere) |
transpose to v.
|
|
38 |
General |
koymak (bir başka yere) |
transpose to v.
|
|
39 |
General |
başka bir yere dikmek (bitki) |
transplant v.
|
|
|
40 |
General |
telekinezi yoluyla birini veya bir şeyi bir yerden başka bir yere taşımak |
teleport v.
|
|
41 |
General |
bir yerden başka bir yere göç etmek |
immigrate into some place from some place v.
|
|
42 |
General |
bir yerden başka bir yere göç etmek |
immigrate to some place from some place v.
|
|
43 |
General |
bir yerden başka bir yere göç etmek |
emigrate from some place to some place v.
|
|
44 |
General |
satıcıyı başka yere gitmekle tehdit etmek |
threaten the salesman to go elsewhere v.
|
|
45 |
General |
tezgahtarı başka yere gitmekle tehdit etmek |
threaten the salesman to go elsewhere v.
|
|
46 |
General |
aklını başka yere vermesine sebep olmak |
distract v.
|
|
47 |
General |
başka yere yönlendirmek |
rechannel v.
|
|
48 |
General |
başka yere kanalize etmek |
rechannel v.
|
|
49 |
General |
başka yere kanalize etmek |
rechannel v.
|
|
50 |
General |
başka yere yönlendirmek |
reduce [obsolete] v.
|
|
51 |
General |
evini ve işini başka yere taşımak |
relocate [usa] v.
|
|
52 |
General |
başka bir yere koymak |
transplace v.
|
|
53 |
General |
kamerayı başka bir yere yerleştirmek |
break v.
|
|
54 |
General |
bir yerden başka yere gitmek |
locomote v.
|
|
55 |
General |
bir yerden başka yere hareket etmek |
locomote v.
|
|
56 |
General |
kaldırarak başka yere taşımak |
hist [dialect] v.
|
|
57 |
General |
samanı dirgenle alıp başka bir yere atmak |
pitch v.
|
|
58 |
General |
başka bir olay gerçekleşmeden önce (bir şeyi) bir yere yerleştirmek |
preposition v.
|
|
59 |
General |
başka yere yerleşmek |
resettle v.
|
|
60 |
General |
sürekli bir yerden başka bir yere gitmeyle ilgili |
transmigratory adj.
|
|
61 |
General |
başka yere yerleşmemiş |
untransmigrated adj.
|
|
62 |
General |
başka yere yerleştirilmemiş |
untransmigrated adj.
|
|
63 |
General |
bir yerden başka yere giden |
hopping adj.
|
|
64 |
General |
bir yerden başka bir yere gitmeyle ilgili |
locomotory adj.
|
|
65 |
General |
bir yerden başka bir yere gidebilen |
locomotory adj.
|
|
66 |
General |
bir yerden başka bir yere geçen |
of passage adj.
|
|
67 |
General |
bir yerden başka bir yere |
from pillar to post adv.
|
|
68 |
General |
başka yere başka yerde |
elsewhere adv.
|
|
Phrasals |
|
69 |
Phrasals |
(dikkatleri/gözleri birinden veya bir şeyden) başka yere çekmek |
avert (something) (away) from n.
|
|
70 |
Phrasals |
(dikkatleri/gözleri birinden veya bir şeyden) başka yere çekmek |
avert something (away) from someone or something n.
|
|
71 |
Phrasals |
başka yere götürmek |
take away v.
|
|
72 |
Phrasals |
(gemiyi) başka yere göndermek |
put off v.
|
|
73 |
Phrasals |
bir yerden başka bir yere rüzgarla götürülmek |
blow in v.
|
|
74 |
Phrasals |
bir yerden başka bir yere rüzgarla götürülmek |
blow into v.
|
|
75 |
Phrasals |
bir yerden başka bir yere arabayla gitmek |
drive between v.
|
|
76 |
Phrasals |
(bir şeyi bir yerden başka bir yere) taşımak |
convey (something) from (someone or something) v.
|
|
77 |
Phrasals |
(bir şeyi bir yerden başka bir yere) taşımak |
convey (something) from (someone or sth) to (someone or sth) v.
|
|
78 |
Phrasals |
(bir şeyi bir yerden başka bir yere) taşımak |
convey (something) to (someone or something) v.
|
|
79 |
Phrasals |
(bir yeri) terk edip hızla (başka bir yere) gitmek |
charge off v.
|
|
|
80 |
Phrasals |
başka bir yere geçmek için ara vermek/yarıda kesmek |
adjourn to (some place) v.
|
|
81 |
Phrasals |
birini başka bir yere atamak |
reassign someone to something v.
|
|
82 |
Phrasals |
bir şeyi bir yerden başka bir yere sürüklemek/taşımak |
drag something from one place to another v.
|
|
83 |
Phrasals |
bir yerden başka bir yere taşınmak |
move (from some place) (to some place) v.
|
|
84 |
Phrasals |
bir şeyi bir yerden başka bir yere sürüklemek/taşımak |
haul something (from some place) to some place v.
|
|
85 |
Phrasals |
bir yerden başka bir yere göç edip durmak |
migrate between v.
|
|
86 |
Phrasals |
bir şeyi bir yerden başka bir yere sürüklemek/taşımak |
haul something from some place (to some place) v.
|
|
87 |
Phrasals |
(birisini) dikkat çekmeden başka bir yere götürmek |
spirit someone away (somewhere) v.
|
|
88 |
Phrasals |
(bir yerden başka bir yere) göç etmek |
migrate (from some place) (to some place) v.
|
|
89 |
Phrasals |
(birisini) dikkat çekmeden başka bir yere götürmek |
spirit away v.
|
|
90 |
Phrasals |
(birisini bir yerden başka bir yere) göndermek |
deport (someone) from (some place) to (some place) v.
|
|
91 |
Phrasals |
(birisini bir yerden başka bir yere) göndermek |
deport someone (from some place) (to some other place) v.
|
|
92 |
Phrasals |
bir şeyin bittiği yere başka bir şey koymak/eklemek |
edge with (something) v.
|
|
93 |
Phrasals |
(birini) cezalandırma amaçlı (başka bir yere) göndermek/yollamak |
exile (someone) to (some place) v.
|
|
94 |
Phrasals |
(bir şeyden/şeyden) sallanıp başka bir yere atlamak |
swing from (something) v.
|
|
95 |
Phrasals |
(bir şeyden/şeyden) sallanıp başka bir yere zıplamak |
swing from (something) v.
|
|
96 |
Phrasals |
(bir şeyden/şeyden) sallanıp başka bir yere hoplamak |
swing from (something) v.
|
|
97 |
Phrasals |
(birini/bir grubu) köklerinin olduğu yerden başka bir yere sürmek |
uproot (someone or something) from (something or some place) v.
|
|
98 |
Phrasals |
birini köklerinin olduğu yerden başka bir yere sürmek |
uproot someone from v.
|
|
99 |
Phrasals |
birini/bir şeyi başka bir yere yerleştirmek |
relocate someone or something in something v.
|
|
100 |
Phrasals |
birini/bir şeyi başka bir yere taşımak |
relocate someone or something in something v.
|
|
101 |
Phrasals |
hemen başka yere götürmek |
whisk away v.
|
|
102 |
Phrasals |
sınırlarını aşıp (başka bir yere/şeye) taşmak |
spill over on (something) v.
|
|
103 |
Phrasals |
sınırlarından (başka bir yere/şeye) taşmak |
spill over on (something) v.
|
|
104 |
Phrasals |
sınırlarını aşıp (başka bir yere/şeye) taşmak |
spill over onto (something) v.
|
|
105 |
Phrasals |
sınırlarından (başka bir yere/şeye) taşmak |
spill over onto (something) v.
|
|
106 |
Phrasals |
emekli olup başka bir yere gitmek/taşınmak |
retire to (something or some place) v.
|
|
107 |
Phrasals |
emekli olup başka bir yere/yaşam tarzına geçmek |
retire into something v.
|
|
108 |
Phrasals |
emekli olup başka bir yere/yaşam tarzına geçmek |
retire in something v.
|
|
109 |
Phrasals |
evlat edinilip başka bir yere gitmek |
adopt out v.
|
|
110 |
Phrasals |
evlat edinilip başka bir yere gitmek |
adopt out v.
|
|
111 |
Phrasals |
aklı başka yere gitmek |
check out v.
|
|
112 |
Phrasals |
bir şeyi başka bir yere/kağıda not almak/etmek |
copy down v.
|
|
113 |
Phrasals |
(bir şeyi bir yerden başka bir yere) sürüklemek/taşımak |
haul (something) to (some place) from (some place) v.
|
|
114 |
Phrasals |
(başka bir şeye, yere, göreve) atamak |
reassign to (something) v.
|
|
115 |
Phrasals |
(başka bir şeye, yere, göreve) yerleştirmek |
reassign to (something) v.
|
|
116 |
Phrasals |
(başka bir şeye, yere) yönlendirmek |
reassign to (something) v.
|
|
117 |
Phrasals |
(başka bir şeye, yere) aktarmak |
reassign to (something) v.
|
|
118 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi) başka bir yere göndermek |
send (someone or something) away v.
|
|
119 |
Phrasals |
başka bir yere göndermek/yollamak |
send over v.
|
|
120 |
Phrasals |
(bir aracı) çekiciyle veya başka bir araçla (bir şeye/bir yere) çekmek/getirmek |
tow (something) into (something or some place) v.
|
|
121 |
Phrasals |
(bir şeyi bir yerden/kullanımdan/bağlamdan başka bir bir yere/kullanıma/bağlama) aktarmak |
transpose (something) from (something) (in)to (something) v.
|
|
122 |
Phrasals |
(bir şeyi başka bir bir yere/kullanıma/bağlama) aktarmak |
transpose (something) to (something) v.
|
|
Colloquial |
|
123 |
Colloquial |
başka bir yere gitmek |
adjourn v.
|
|
124 |
Colloquial |
başka bir yere gitmek |
go someplace else v.
|
|
Idioms |
|
125 |
Idioms |
dikkatini başka yere çekmek |
put someone off the trail v.
|
|
126 |
Idioms |
dikkatini başka yere çekmek |
put someone off the track v.
|
|
127 |
Idioms |
kafası başka yere gitmek |
one's heart is not in v.
|
|
128 |
Idioms |
dikkati başka yere yöneltmek |
put up a smoke screen v.
|
|
129 |
Idioms |
(birinin) dikkatini başka yere çekmek |
put (one) off the track v.
|
|
130 |
Idioms |
(birinin) dikkatini başka yere çekmek |
put (one) off the trail v.
|
|
131 |
Idioms |
dikkatini başka yere çekmek |
put off the track v.
|
|
Speaking |
|
132 |
Speaking |
hoşuna gitmediyse başka bir yere taşın |
if you don't like it move to somewhere else expr.
|
|
Trade/Economic |
|
133 |
Trade/Economic |
yanlışlıkla başka yere taşınan yük |
free astray n.
|
|
134 |
Trade/Economic |
bir yerden başka yere taşınmanın maliyeti |
moving expense n.
|
|
135 |
Trade/Economic |
bir yerden başka yere aktarmak |
transfer v.
|
|
Law |
|
136 |
Law |
başka yere yerleştirme |
relocation n.
|
|
137 |
Law |
bir suç işleyip adres bırakmadan başka bir yere giden suçlunun takibi |
skiptracing n.
|
|
138 |
Law |
bir suç işleyip adres bırakmadan başka bir yere giden suçlunun takibi |
skip tracing n.
|
|
139 |
Law |
çalınan bir şeyi başka bir yere taşıma |
asportation n.
|
|
Insurance |
|
140 |
Insurance |
mevcut sigortalarını bozarak başka yere sigorta yaptırmaları için insanları kandırma |
twisting n.
|
|
Technical |
|
141 |
Technical |
bir yerden başka yere gitme yetisi |
locomotivity n.
|
|
Computer |
|
142 |
Computer |
başka bir yere kopyala |
copy to another location expr.
|
|
Transportation |
|
143 |
Transportation |
kişinin/mülkün bir yerden başka bir yere taşınması |
transitus n.
|
|
Aeronautic |
|
144 |
Aeronautic |
uçağı iniş alanından başka bir yere indirmek |
undershoot v.
|
|
Medical |
|
145 |
Medical |
tedavi amacıyla ağır yaralı hastaların başka bir yere tahliye edilmesi için kullanılan helikopter |
medivac n.
|
|
146 |
Medical |
helikopterle ağır yaralı hastaları başka bir yere tahliye etmek |
medivac v.
|
|
Biology |
|
147 |
Biology |
dna segmentinin aynı veya başka bir kromozom veya plazmid üzerinde yeni bir yere taşınması |
transposition n.
|
|
148 |
Biology |
başka canlının yaşadığı yere ortak olan canlı |
guest n.
|
|
149 |
Biology |
(besini veya metabolizma ürünlerini) bitki gövdesinde bir yerden başka yere taşımak |
translocate v.
|
|
Zoology |
|
150 |
Zoology |
çoğaltmak için başka yere nakledilen küçük istiridye |
seed oyster n.
|
|
Botanic |
|
151 |
Botanic |
(besin veya metabolizma ürünlerinin) bitki gövdesinde bir yerden başka yere taşınması |
translocation n.
|
|
152 |
Botanic |
bitkinin başka yere nakli sırasında nem kaybını önlemek için uygulanan madde |
antidesiccant n.
|
|
153 |
Botanic |
başka yere dikmek |
deplant v.
|
|
154 |
Botanic |
(körpe sebzeyi veya çiçekli bir bitkiyi) başka bir yere dikmek |
spot v.
|
|
Geography |
|
155 |
Geography |
bir yerin bir başka yere olan konumu |
relative location n.
|
|
Geology |
|
156 |
Geology |
tortunun başka yere taşınarak yeniden çökelmesi |
redeposition n.
|
|
157 |
Geology |
buzul tarafından başka yere taşınan |
traveled adj.
|
|
Military |
|
158 |
Military |
(kişiyi veya birimi) ülke içerisinde londra'dan başka bir yere sevk etme |
rustication [uk] n.
|
|
Sport |
|
159 |
Sport |
ragbide topun elle veya kolla vurularak yere veya başka bir oyuncuya çarptırılmasıyla yapılan ihlal |
knock-on n.
|
|
160 |
Sport |
ragbide topa elle veya kolla vurup yere veya başka bir oyuncuya çarptırmak suretiyle vuruş ihlali yapmak |
knock-on n.
|
|
161 |
Sport |
(kroket) topu başka topla vurarak istenen yere yönlendirmek |
drive v.
|
|
Printery |
|
162 |
Printery |
ıslak mürekkebin başka yere bulaşması |
offset n.
|
|
Archaic |
|
163 |
Archaic |
başka bir yere/ülkeye sığınmak |
refuge v.
|
|
164 |
Archaic |
başka bir yere |
elsewhither adv.
|
|
Slang |
|
165 |
Slang |
tuvaletten başka bir yere kazara sıçma |
code brown n.
|
|
166 |
Slang |
tuvaletten başka bir yere kazara işeme |
code yellow n.
|
|